PİRNCİN TAŞLARI      Son dakika Hükümette bir revizyon yapıldı. İç İşleri Bakanı İstifa etti veya ettirildi. Yerinde bir revizyon oldu. Süleyman Soylu zaten kabinedeydi. İç İşleri Bakanlığında da başarılı olacaktır. Yeni kan ve daha etkili görev yapacaktır. Mehmet Müezzinoğlu, Hükümetin yabancısı değil, Sağlık eski Bakanıydı. Şimdi Sosyal Güvenlik Bakanı oldu…          Sonunda söyleyeceğimi, başından söyleyeyim. Bizlerin bir alışkanlığı vardır. Kim yaptı? Her şeyi o yaptı. Demek kolay gelir.   Atatürk’ü, dinsiz ve İslam düşmanı gibi göstermek, Şimdi her suçu FETÖ’ye yüklemek gibi sosyal medyada bir sürü asılsız haberler ve fotoğraflar dolaşıyor. Atatürk Din ve İslam karşıtı ve düşmanı değildi. Bugün onun sayesinde rahat geziyorsak, ibadetlerimizi yapıyorsak, onun kurtardığı Ülkemiz ve kurduğu Cumhuriyetin sayesinde yapıyoruz…          FETÖ ise İslam adını kullanarak her türlü şaklabanlığı yaparak, her türlü gizli istihbarat ağını kurup, Devlet dairelerini ve Asker, Polis, Yargı, Hastane, sızmadığı yer kalmadıktan sonra Devleti ele geçirmek için darbe yapmaya kalkıştı. Türkiye’nin Askeri ve savaş bilgileri her ne kadar gizli istihbarat bilgilerini bir yandan CIA’ya ve başka ülkelerin istihbarat servislerine bildiriyordu. Dünya Ajanlığına soyundu. İşte asıl Din, İslam Düşmanı, FETÖ’nün olduğu belgelerle verilen ifadelerle her geçen gün ortaya çıkıyor…        FETÖ’nün yaptığı planlar tek tek ortaya çıkmaya devam ediyor. 15 Temmuz Darbe girişiminin başarısız olmasından sonra önce Terör örgütleriyle birleşmeye devam etti. Şimdi su kaynaklarına sızarak, 15 Temmuz’da kendisine ve darbesine karşı çıkan Milletin içtiği su ile Milleti zehirleme planlarını devreye sokmaya çalışıyor…         Su çok eski tarihlerden beri, en değerli doğal kaynaklardan biri olarak kabul edilmektedir. Her dönemde sabote edilmiştir. Kullanılabilecek tatlı su oranı toplam miktarın sadece % 2,5’u kadardır. Harp sanayinin, sınaî, ticari, zirai üretim araçlarının ve ürünlerinin, enerji üretim ve ulaşımına ait tesislerin, her türlü ulaşım ve muhabere sistem ve araçlarının, milli ekonomiye, milli kültüre ve sağlık hizmetlerine katkısı bulunan sair tesislerin, harp silah ve vasıtalarının, personelin ve idari yapının tamamen veya geçici bir süre için faaliyet dışı kalmasını sağlamak amacıyla tahribine yönelik saldırgan, yıkıcı faaliyetler sabotaj olarak karşımıza çıkmıştır…        Sivillerin içme suyu ve gıda malzemeleri genellikle tarih boyunca askeri seferler sırasında sabote edilmiştir ancak son zamanlarda böyle sabotajlar açık savaş durumuyla ilgili değil, terör maksatlı veya sivil nüfusu sindirmek için kullanılmıştır. Amaç daha çok hedef ülkede siyasi istikrarsızlık yaratmaktır…           Geçtiğimiz gün haberlerde izlediğimiz Kahramanmaraş’ta yaşayan vatandaşlar içtikleri şebeke suyundan zehirlendi. Hastanelere koşan vatandaşları hastaneler almadı. Koridorlarda, yerlerde, kollarına serum takılmış ve tedavileri süren içtikleri sudan zehirlenen vatandaşlarla doldu taştı. FETÖ’ nün  yeni icadı kendisine karşı çıkan Milleti zehirlemek için suya sabotaja hazırlandığı iddiaları ortaya atılmaya başlandı…          Yukarıda belirtildiği gibi su kaynaklarının kullanımı, devletlerin, kentlerin veya toplulukların arasında bir çatışma nedeni olabilirken, bunun yanında savaş ve çatışma sürecinde karşı tarafı zayıf düşürmek için kontrol edilmeye çalışılan ve saldırılan ilk hedeflerden biri olabilmekte ve bu dönemlerde stratejik bir öneme sahip olabilmektedir. Milletin içtiği suyuna sabotaj yapmak büyük bir çılgınlık olur. En büyük hainlik olur. Darbe girişimi ile TBMM’sini bombalayan, İnsanların üzerine gözlerini kırpmadan kurşun yağdıran, Tanklarla arabaların ve sürücülerinin üzerine tankları sürüp arabaları kâğıt gibi ezen bu gözü dönmüş FETÖ örgüt elamanlarından her şey beklenir. Bu hainlerin yapamayacağı hiçbir çılgınlık yoktur. Bu nedenle, öncelikle belediyeler vatandaşa içme suyu olarak verdikleri su kaynaklarını, su depolarını çok iyi kontrol ve güvenlik altına almaları gerekir…          Çatışma ortamlarında özellikle baraj ve su taşıma boru hatları öncelikli hedeflerden birkaçıdır. Bir patojen veya toksinin, yiyecek, içecek, gıda katkı maddeleri veya ilaçlara katılması: Bu yöntemin başarılı olması halinde yüzlerce olgu ortaya çıkabilir. Bilim adamlarının verdikleri bilgi ise, insanı korkutuyor. Gelecek 5 yıl içinde yiyecek ve su kaynaklı patojen veya toksik kimyasalların terörist amaçlı kullanımının güçlü bir olasılık olduğundan bahsedilmektedir!