İnsanoğlunun en değerli sermayesinin başında şüphesiz kendi öz hayatı gelmektedir. Bu hayat ne şartlarda olursa olsun vazgeçilmezdir. Kaliteli bir hayat sürmek hem dünya hem ahiret dengesi içerisinde önemli bir arzudur. Hayatın tekrarı olmadığından dolayı bu yönde yapılan doğru ve yerinde telkinleri dikkate alarak kişinin hayatına yön vermesi en isabetli yol olacaktır.
Hayatın bir günü bile paha biçilemeyecek kadar değerli iken göz, kulak, dil, akıl, el, ayak gibi küçük bir organ dahi dünyalara değişilmez iken, insanın hayatı da elbette ki ebedi saadetin kazanılması için kendisine verilmiştir. Dünyevi işlerimiz ferdî veya içtimai hayatımızın devamı için yapmamız gereken bir takım faaliyetlerden ibarettir. Bu faaliyetlerin hiçbiri hayatın ana gayesi olma değerine sahip değildir.
Hayat, herkes için olmakla beraber herkese eşit değildir. Kimisi için uzun, kimisi için kısa, kimisine ferah, bir diğeri için ise çile yumağıdır. Ancak bütün bunların Allah'ın bir takdiri olarak kabul edilip anlık saadeti değil ebedi bir saadeti amaçlamak gerekmektedir.
Kapitalizm ve modernizm gibi ideolojilerin beslediği bu ruh halinden en çok etkilenen kesim gençlerimiz olmaktadır. Gençlerimiz bu sayede başta kendisi olmak üzere aile çevresini, dünyayı, olayları, kısaca her şeyi olumsuz bir gözle değerlendirerek adeta siyah bir gözlük takıp kendisini karanlık bir dünyaya mahkum etmektedirler.
Özellikle bazı gençlerimizin maneviyat eksikliği, hayatın sadece bu dünyaya özgü olduğu düşüncesi, acı çektikleri için de yaşamalarının bir anlamının olmadığı duygusunun yanında teknolojik bağımlılık, insan ilişkilerinin zayıf olması, anne-babanın bazı sert davranışları bu olumsuz sürece olumsuz katkı sunabilmektedir.
Buradaki temel sorun hayata ve hayatın içindeki küçük büyük sıkıntılara, keyfe ve zevke verilen anlamlandırmada yaşanmaktadır. Hayata uğrunda yaşanacak yüksek bir amaç yüklemek gerekir ki, bu amacın peşinden koştuğumuzda gerisi enerjimizi tüketmeyen küçük sorunlar olarak kalacaklardır.
Asr suresi bizlere bu hayatın huzur içinde geçmesi, zarar ve ziyana düşmemek için 4 aşamalı bir Kurtuluş Reçetesi sunmaktadır. İmam şafii bu kısa ve öz ifadeli Asr suresi hakkında "Şayet Allah Kur’an’dan hiçbir şey indirmeyip sadece asr suresini indirmiş olsaydı kifayet ederdi." buyurmuştur.
1) Hem dünya hem ahiret saadetinin ilk şartı olan yüce yaratıcıya gönülden inanıp bağlanmak. (Psikolojik terapi)
2) Hayat boyu faydalı, güzel ve yararlı işler yapma eyleminde olmaya çalışmak. (Eylem-aktivite terapisi)
3) Hak ve gerçek olan değerleri anlatıp bunun tüm insanlığa ulaşması için çalışmak geçici zevk ve arzuların esiri olmaktan sakındırmak. (İç motivasyon+aktivite)
4) Bu uğurda insanın başına gelebilecek her türlü sıkıntı ve musibetlerden dolayı yılmayarak devam edilmesi için nasihat ve tavsiyelerde bulunmak. (Dış motivasyon+aktivite)
Sağlam bir birey yetiştirmek için önce çocukluktan başlamak gerekir. Çocuk-Ergen psikolojisi hakkında bilgi edinmenin, ailede İslam ahlakını yaşayarak rol model olmanın yanında muhatabın farklılıklarını kabul edip onlara değer vermek bu aşamada yapılacak en etkili yaklaşım olacaktır. Anlaşılan, kabul gören, sevilen genç bireyler, psikolojik olarak içinde boşluk hissetmeyeceği için uyuşturucu alkol ve kumar gibi zararlı alışkanlıklara da sığınmayacaktır.