ISMAHAN ÇERİBAŞI
Köşe Yazarı
ISMAHAN ÇERİBAŞI
 

SEVMEK SUÇ DEĞİL AMA GÜÇ

Vaktinden önce esen rüzgâr buğday başaklarının başlarını hoyratça koparıp atarken, anızın başında oturmuş saçlarımın dört bir yana savrulmasını bile aldırış etmeden olup biteni izliyorum… Gidenler, gelenler bir bakıp çıkıp gidenler derken saçma sapan gözlerinin izlerini bırakan insanlar(!) Sahi kim onlar? Sevmesini bilmeyenler mi yoksa sevilmedik, sevilmeyeceğiz diye ümit kesenler mi? Kim olursa olsun, ne olursa olsun pervasızca gelenler ve gidenler… Anımsıyorum, gecenin karanlığı çökmüş, sokalar kendi aralarında in cin top oynuyordu. Her an bir yerden biri çıkacakmış “nereye?” diye soracak diye usul, usul duvar kenarlarından yürüyorum hiçbir sokağın oyunlarını karışmadan. Bazı evlerin duvarlarını baltalamışlar, bazılarını küfür ekleyerek kirletmişler içerisinde ne hikâyeler var bilmiyorum… Neredeyse ana caddeye çıkmak üzereydim, içimi ateş gibi yakan ses ne taraftan gelmişti kestiremedim… “Hey Nereye?” Oturup dinlenmek istiyorum, bir yürek lazım, vefakâr bir dost, başını dayayabileceğin, rüzgâra inat saç tellerini teker teker toplayacak insan… İnsan demişken, insanın önce gönül lisanı olması lazım değil midir? Elbette öyle! yoksa dil konuşamadığı zamanlarda yürek nasıl dile gelir? Sevmek güç biraz da suç… Seni düşünmek, merak etmek hatta senin için sızlanmak bile. Kaç yıl geçmiş aradan bilemiyorum denizin ortasında simsiyah gecenin altında 25 yıl 5 ay 2 gün yatıyor…  Geçen 32 yıl 5 ay 8 gün sana yetişmek için pekte mümkün olmamış… Müebbetliğimin üzerine 61 yıl 5ay 16 gün ekleseler de 57 yıl 5 ay 10 günün hesabı nasıl verilir geride kalan 32 yılın üzerine… Küs değilim ama kırgınım yıllara, gidemediğim ve “Nasılsın?” Diye soramadığım günlere. İnceden inceye sızlayan yanımı iğne ile deşiyorlar da kimseciklere bir şey diyemiyor gibiyim. Belki de bu yüzden senin sevgin benim sevgimin ancak zekâtıdır, demişti sevdiğini sananlar… Şehrin ışıkları 25 yılın üzerine ışık vurup şatafat içinde gösterirken gözüme, gönlüm kabul etmiyor olan bitene… Sahipsiz yılların savunmasını neden bu zamana kadar kimse üstlenmez? Ve neden insanlar sevemediği için suçlanır? Sevdirmesini bilemeyen yürek hiç mi suçlu değil? Öğrendim sevmek güç biraz da suç ve ben müebbetliğimin üzerine 61 yıl daha ekliyorum müebbetliğim ile senin aranda 29 yıl 5 ay 8 gün varken denizin orta yerinde gecenin altında kalan çarşaf çarşaf yazılı o 25 yıl 5 ay 2 Gün’ü kim nasıl açıklar pekte umursamıyorum artık. Ve çok iyi öğreniyorum, korkularım ile yüzleşmek dahi istemiyorum en iyisi kaçmak, yenilgiyi kabul edip kaçmak... Hücremde iyiyim hissediyorum seveceksem diyorum illa birini ve canım aşktan yana yanacakta mezar taşıma bile “aşkından öldü” yazdıracak isem o kişi yüreğinin bamtelini çalması gerekmez mi?
Ekleme Tarihi: 26 Temmuz 2022 - Salı

SEVMEK SUÇ DEĞİL AMA GÜÇ

Vaktinden önce esen rüzgâr buğday başaklarının başlarını hoyratça koparıp atarken, anızın başında oturmuş saçlarımın dört bir yana savrulmasını bile aldırış etmeden olup biteni izliyorum…

Gidenler, gelenler bir bakıp çıkıp gidenler derken saçma sapan gözlerinin izlerini bırakan insanlar(!) Sahi kim onlar? Sevmesini bilmeyenler mi yoksa sevilmedik, sevilmeyeceğiz diye ümit kesenler mi? Kim olursa olsun, ne olursa olsun pervasızca gelenler ve gidenler…

Anımsıyorum, gecenin karanlığı çökmüş, sokalar kendi aralarında in cin top oynuyordu. Her an bir yerden biri çıkacakmış “nereye?” diye soracak diye usul, usul duvar kenarlarından yürüyorum hiçbir sokağın oyunlarını karışmadan.

Bazı evlerin duvarlarını baltalamışlar, bazılarını küfür ekleyerek kirletmişler içerisinde ne hikâyeler var bilmiyorum… Neredeyse ana caddeye çıkmak üzereydim, içimi ateş gibi yakan ses ne taraftan gelmişti kestiremedim… “Hey Nereye?” Oturup dinlenmek istiyorum, bir yürek lazım, vefakâr bir dost, başını dayayabileceğin, rüzgâra inat saç tellerini teker teker toplayacak insan…

İnsan demişken, insanın önce gönül lisanı olması lazım değil midir? Elbette öyle! yoksa dil konuşamadığı zamanlarda yürek nasıl dile gelir?

Sevmek güç biraz da suç… Seni düşünmek, merak etmek hatta senin için sızlanmak bile. Kaç yıl geçmiş aradan bilemiyorum denizin ortasında simsiyah gecenin altında 25 yıl 5 ay 2 gün yatıyor… 

Geçen 32 yıl 5 ay 8 gün sana yetişmek için pekte mümkün olmamış… Müebbetliğimin üzerine 61 yıl 5ay 16 gün ekleseler de 57 yıl 5 ay 10 günün hesabı nasıl verilir geride kalan 32 yılın üzerine…

Küs değilim ama kırgınım yıllara, gidemediğim ve “Nasılsın?” Diye soramadığım günlere. İnceden inceye sızlayan yanımı iğne ile deşiyorlar da kimseciklere bir şey diyemiyor gibiyim. Belki de bu yüzden senin sevgin benim sevgimin ancak zekâtıdır, demişti sevdiğini sananlar…

Şehrin ışıkları 25 yılın üzerine ışık vurup şatafat içinde gösterirken gözüme, gönlüm kabul etmiyor olan bitene… Sahipsiz yılların savunmasını neden bu zamana kadar kimse üstlenmez? Ve neden insanlar sevemediği için suçlanır? Sevdirmesini bilemeyen yürek hiç mi suçlu değil?

Öğrendim sevmek güç biraz da suç ve ben müebbetliğimin üzerine 61 yıl daha ekliyorum müebbetliğim ile senin aranda 29 yıl 5 ay 8 gün varken denizin orta yerinde gecenin altında kalan çarşaf çarşaf yazılı o 25 yıl 5 ay 2 Gün’ü kim nasıl açıklar pekte umursamıyorum artık. Ve çok iyi öğreniyorum, korkularım ile yüzleşmek dahi istemiyorum en iyisi kaçmak, yenilgiyi kabul edip kaçmak... Hücremde iyiyim hissediyorum seveceksem diyorum illa birini ve canım aşktan yana yanacakta mezar taşıma bile “aşkından öldü” yazdıracak isem o kişi yüreğinin bamtelini çalması gerekmez mi?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Ayşegül
(27.07.2022 12:29 - #171)
Ben neden her yazınızın içinde kayboluyorum Güzel yüreğinize sağlık
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
islami sohbetler sohbet omegle tv türk sohbet islami sohbet cinsel sohbet emlak seviye 5 mutfak lavabo tıkanıklığı açma özellikleri su böreği sipariş galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı dijital pazarlama ajansı İstanbul evden eve nakliyat kurumsal web hizmetleri