Kadın cinayetlerine baktığımızda, Türkiye de işlenen Kadın Cinayetleri, Kadınları ve biz erkekleri kadın cinayetlerin kanunlar mı yetersiz mi kalıyor sorusu mu, insanların cehaletinin sonucu mu, kadını bir mal gibi görmek midir?
Her yıl 25 Kasım BM Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak hatırlanır. Doğu bölgelerinde Kız çocuklarının başlık parası karşılığında satılması ve alan kişinin de aldığı kadını kendisinin malı olarak görmesi midir? Herhangi bir durumda, kavga da veya ayrılmada kadını öldürmeye kalkmak acaba erkeklik midir?
Araştırıyorum, tarihin derinliklerine ait bir paylaşım. “Cahiliye Arap’larında kız çocukları iki usulde öldürülüyordu. Bunlardan biri, hamile kadının doğumunu arazide yaparak çocuğun kız olması halinde onu kazdığı bir çukura kendi elleriyle gömmesi, diğeri ise genellikle altı yaşına girinceye kadar yaşamasına izin verilip daha sonra babası tarafından gömülmesi şeklindeydi…
Öldürme vakti gelince baba karısına kızına temiz ve güzel elbiseler giydirmesini söyler, ardından onu akrabalarına gezmeye götüreceği vaadiyle daha önce badiyede kazdığı çukurun başına götürür ve gömerdi. Cahiliye döneminde kız çocuklarının öldürülmesinin birtakım sebepleri vardır…
Bunların ilki yoksulluk (el-En‘âm 6/151) ve yoksul düşme korkusudur (el-İsrâ 17/31). Çünkü erkek çocuk aile bütçesine katkıda bulunurken kız çocuklarının aileye külfet getirdiği düşünülmüştür. Bununla birlikte bazen erkek çocuklar da aynı sebeplerle öldürülmekteydi. İkincisi kabileler arası savaşlardır. Kadınlar ve çocuklar savaşta genellikle korunmaya muhtaçtır ve daima esir düşme ihtimalleri vardır.” Bu alıntı, Türk Diyanet Vakfı’na ait, https://islamansiklopedisi.org.tr - sayfasından alınmıştır…
Bir ansiklopedik bilgi anımsatmasıdır. “Cahiliye dönemi, Kuran-ı Kerim’in vahiy yoluyla Hz. Muhammed’e gönderilmeden ve İslam yayılmadan önceki dönemi kapsar. Birçok kitapta 450 - 600 yılları arasındaki süreç, Cahiliye dönemi olarak nitelendirilmektedir. Hz. Muhammed'in peygamberliğini ilan etmesi ile birlikte bu döneme ait kötü adetlerin tamamı ortadan kaldırılmıştır.” Nereden nereye? Cahiliye dönemi 1400 - 1500 yıl önce. Şimdi 21. Yüzyıl. Sene 2022. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından, 25 Kasım BM Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü öncesinde yayımlanan rapora göre 2021 yılında dünya genelinde en az 45 bin kadın ve kız çocuğu, eşleri ya da aile üyeleri tarafından katledildi…
Aynı raporda gerçek rakamın 45 binin üzerinde olduğu belirtiliyor. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) ve BM Kadın Birimi (UN Women), bu rakamın her saat beşten fazla kadın ya da kız çocuğunun ailelerinden biri tarafından öldürüldüğü anlamına geldiğini ifade ediyor. BM’nin dünya genelinde topladığı verilere göre, kadın ve kız çocuklarına yönelik toplumsal cinsiyete bağlı cinayetlerin önlenebilmesi için çok az ilerleme kaydediliyor…
Çünkü kız çocuklarına yönelik cinayetlerde dikkat çekici bir durum olmamasına rağmen, eşleri, yakınları tarafından öldürülen kadınlarımızın sayısı, dikkate alınacak sayıdadır. Aslında sayısal ya da oransal fazlalıktan ziyade kadın cinayetlerinin Türkiye’de de belleklerde yer tutacak sayıda işlenmiş olduğudur. Örnekleri burada anımsatmak istemiyoruz. Şunu özellikle sorumluluğu olanlar bir kenara not etsin…
Kadına yönelik şiddetle etkin mücadele yükseltilmezse, şiddetin cinayete dönüşme olasılığı yüksektir. Yol yürümekle aşınmaz. Kadınlar yürüyorsa, cinayetlerin durması için yürüyor. Sadece, kadına yönelik şiddete hayır, demekle de yetmiyor. Kanunları gözden geçirelim…