PİRİNCİN TAŞLARI
Kosova’dan Türkiye’ye gelerek yaşayan Kosovalılar devamlı anlatıyor. Bizi neden tanımıyorlar. Bunu sözlerini Türkiye için söylemiyorlar. Dünya Ülkeleri için konuşuyorlar ve seslerini duyurmak istiyorlar…
Kosova’nın 17 Şubat 2008 tarihinde bağımsızlığını ilan etmesiyle başlayan diplomatik ‘tanıma’ tartışması 11 yıldır sürmektedir. Balkanlarda 1990’lardan itibaren bozulan istikrarın tesisinde Kosova düğümünün çözülmesi Avrupa için de hayati önem taşımaktadır. Yugoslavya’nın dağılmasıyla ortaya çıkan yedi yeni devletten sadece Kosova Birleşmiş Milletler üyesi değildir.
BM üyeliği için, üye ülkelerin en az üçte ikisinin tanıması ile 15 Güvenlik Konseyi üyesinden (beş daimi üye dâhil) en az dokuzunun onayı gerekmektedir…
Avrupa’nın en genç devleti Kosova, bir hesaba göre 116 ülke tarafından tanınmıştır. Gerekli sayıyı henüz yakalayamamıştır. Güvenlik Konseyi daimi üyelerinden Rusya ve Çin’in veto eğilimleri devam ediyor...
Kosova, daha fazla tanınma için girişimlerini sürdürürken, Sırbistan’ın, Kosova’yı elde tutmak için tanımaları önleme ve tanıdığını beyan etmiş ülkelerin kararlarını geri almaları yönünde gayret gösterdiği görülmektedir. Sırbistan Dışişleri Bakanlığı geçtiğimiz günlerde, Kosova’yı tanıyan ülkelerden 15’inin kararını geri aldığını, tanıma sayısı 100’ün altına indiğini iddia etmişti.
Kosova, iddiaların asılsız, siyasi propaganda yapılıyor. Geri alındığı yönünde kendilerinde bilgi bulunmadığını söylüyorlar...
Kaynaklar ayrıca, Burundi, Komorlar, Lesotho, Palau, Togo gibi Kosova’yı tanımış olan bazı ülkelerin Sırbistan’ın baskılarına maruz kaldığını, siyasi ve ekonomik baskı ve tehditlerle tanımaların geri alınmasının talep edildiğini iddia etmektedir…
Tanımanın geri alınıp alınamayacağı hususu Devletler Hukuku kapsamında da tartışılmaktadır. Öne çıkan görüş, tanımanın geri alınamayacağıdır. Devletler Hukuku, tanıma ile var olduğu kabul edilen bir ülkenin daha sonra yok sayılamayacağını, ancak yeni devletle diplomatik ilişkiye girilmemesi veya ilişkinin kesilmesinin her zaman mümkün olduğu söyleniyor…
Kosova’yı tanıyıp tanımadığını cevaplayamayacak durumda olan ülkelerin söz konusu olduğu belirsiz ortamda, gerçek tanıma sayısının ne Kosova ne de Sırbistan tarafından tam olarak bilinmediği de öne sürülmektedir…
Kosova, statüsüne ilişkin tartışmalara karşın, bizim de kurucu üyesi olduğumuz, Balkanlardaki yegâne istişare mekanizması sayılan ‘Güney Doğu Avrupa İşbirliği Süreci’ dönem ( 2019-2020) başkanlığını üstlenmiştir. Kosova heyetleri için vize veya davet almadığı için bazen temsil edilemediği bu toplantıları, bir yıl boyunca Priştine’de düzenleyecek olması ve başta Sırbistan olmak üzere Kosova’yı tanımamakta direnen ülkelerin toplantılara iştirak edecek olması, örneği pek görülmeyen manidar bir diplomatik durum yaratıyor...
Balkanlarda 1990’lardan itibaren bozulan istikrarın tesisinde Kosova düğümünün çözülmesi Avrupa için de hayatiyet taşımaktadır. Bölge, her ne kadar eskisi gibi patlamaya hazır saatli bomba değilse de Kosova muamması ve burada bahsini açmadığımız, dondurulmuş Bosna Hersek ve Makedonya gelişmeleri göz önüne alındığında, Balkanların düşük yoğunluklu da olsa halen potansiyel gerilim riski taşımakta olduğunu söylemek mümkündür.
Barış ve istikrar diliyorum ama Kosova’nın da bir an önce ülkelerce tanınması gerekiyor…