PİRİNCİN TAŞLARI
Geçenlerde bir açılışta program sunan sanatçı, sunucu, film ve dizilerde birçok rolleri başarıyla sahneye koyan ve oynadığı her rolün hakkını veren sanatçı Saim Yılmaz ile bir araya geldim. Kendisiyle biraz sohbet ettik. Koronavirüs’ün esnafa ve her meslekte olduğu gibi film ve dizilere, sahne sanatçılarına çok zarar verdiğinden yakınıyordu. Saim Yılmaz’ın anlattıklarına hak vermemek elde değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 1 Mart, normalleşmesinin verdiği müjde her kesimden esnafı ve sanatçıları buruk da olsa sevindirdiğini söylüyordu…
Yazımın başında da anlattığım gibi Sanatçı Saim Yılmaz “Yeşil Çam Sokağı ile ilgili afişten tutun, filmlere kadar büyük bir arşive sahip olan Sanatçı Saim Yılmaz’ın söylediği gibi, Koronavirüs pandemi, insanları “Mecnun’a” çevirdi. Sanatçı film artisti rahmetle andığımız oyuncu, sanatçı Muzaffer Tema’yı bana anlattı…
Yıllar önce Türk Sineması yeni oluşmaya başladığı senelerde önemli karakterler kamera karşısına geçer film çevirirlerdi. Hepsi alaylı olduğu için, birçok değerlerden yoksun rol yapmaya çalışmaları, takdir edilecek bir cesaretti. Hani Muhsin Ertuğrul’un liderliğini yaptığı dönemlerde, genelde, gayri Müslimlerin başını çektiği sinema sanayisi içinde, önemli oyuncular vardı…
Bunların arasında kadınlarda Cahide Sonku, Pola Morellli, Melahat İçli, Gönül Beyhan, Aliye Rona, Neriman Köksal, Peri Han ve daha birçok isim, kadın rollerinin önde gelen isimleriydi…
Erkek sinema oyuncuların başında Ali Şen, Danyel Topatan, Ekrem Şerif Koçak, Fahrettin Cüreklibatur, (Cüneyt Arkın) ve Halit Akçatepe Kemal Sunal, Metin Akpınar, Zeki Alasya, Münir Özkul, gibi daha isimlerini sayamadığım çok değerli sanatçılar vardı. O dönemin filmlerine isimlerini yazdırmış oyunculardı. Bir başka isim 1919 doğumlu Muzaffer Tema vardı. Diğerlerine nazaran alaylı olmayıp, İstanbul Belediye konservatuarına Babasının zoruyla kayıt yaptıran ve okullu Muzaffer Tema, kendisine duyduğu özgüven ile ABD sineması Hollywood’a gitti…
Muzaffer Tema, 1956 yılında Amerika’ya, Los Angeles şehrinin yolunu tutar. Hollywood’da önemli film şirketlerinin bir yöneticisi Yunan asıllı Sukuras’la tanışır. ‘Certain Smile’adlı bir filmde bir rol almayı başarır. Daha sonra ‘Twelve To The Moon‘ adlı bilim kurgu filmde, nispeten daha iyi bir role sahip oldu. Bu filmin konusu olan, aya yapılan bir yolculukta karşılaşılan çeşitli problemlerin işlendiği bir macera filmi. Bu film Türkiye’de de sinemalarda oynatıldı…
O tarihlerde bir filme konu olmuşsa, “Aya gitme hayali”, aradan 20 yıl sonra, teknolojinin hızlı ilerlemesi sonucunda, ay projesi milyar dolarlar harcanarak bu yolculuk gerçekleştirilir. Muzaffer Tema daha sonra Türkiye ye geri dönüp İzmir’in Çeşme ilçesine yerleşti. 2011 yılında 92 yaşında hayatını kaybetti…
Film icabı da olsa Aya ilk giden Türk unvanına, sahip sinema oyuncusu Muzaffer Tema olmuştu. O tarihte Ay’a giden bu gezginlere ABD Astronot, Rusya Kozmonot adını vermişti…
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, müjdeli haberiyle Ay'a çıkacağımızı öğrendik. Ülke olarak bizde ciddi çalışma içinde uzaya 2023 yılında ay’a yolculuk yapacağımızı duyduk. Bu yolculuğu yapacak insanlara ne isim verilmesi gerektiğini söyledi. Aslında sanal da olsa aya ilk giden Muzaffer Tema olduğuna göre, sağ olsaydı, Tema’ya sorulsaydı, bu yolculara “MECNUN” adını verin derdi. Ülkemiz için hayırlısı olsun…