PİRİNCİN TAŞLARI
İnsanlar dostlarıyla paylaştıkça büyür. Dostları kadar gelişir. İnsanın çapı, dostlarının çapı kadardır. Bir insanla dost olmak, geleceğinizi o insana emanet etmektir. Dostlarımızın, boyasıyla boyanır, ahlakı ile ahlaklanırız. Kişinin kalitesini, dostları belirler. Yol arkadaşının kim olduğunu bilmek istersen, kimlerle dost olduğuna bakmalıdır. Kimlerle yola çıktığına bakmalı insan...
Adaletin önderi Hz. Ömer’in dediği gibi; “Kişinin dostu; aklının kılavuzudur.” Herkes, kendi ‘ayarına’, aklına göre dost edinir. Her kuş, kendi cinsiyle uçar. Kartallar kartallarla... Kargalar kargalarla. Hayallerini, umutlarını, hedeflerini gerçekleştirmene destek veren, seni yüreklendiren, sana omuz veren, seninle aynı yöne bakan, aynı değerlere sahip insanla dost olmalıdır…
İnsanın hayatında, mutlaka kendine öğüt veren gerçek dostları olmalı. Çünkü gerçek dostlar, insanın “hayat sigortasıdır.” Nasıl bir insan olmak istiyorsan, öyle insanlarla dost ol. Hayat, yanlış insanlarla harcanacak kadar ucuz değildir. Bir kişi, ilişkilerinde, hep sosyal statüsüne sığınıyorsa, ‘karakter kıtlığı’ yaşıyor demektir.Edindiğin dostlarının fikirleri kirliyse, senin ‘kalbin ve fikirlerin’ ne kadar temiz olursa olsun, sonunda senin fikirlerinde kirlenir…
Doğru yolu yanlış insanla yürürsen, yolunu da doğrunu da kaybedersin. Bir dostta, neyi aradığını bilmiyorsan, kiminle dost olduğunun ne önemi var. Niçin sevdiğini bilmiyorsan, kimi ve neyi sevdiğinin ne anlamı var. Bir insana yaptığın fedakârlık, sevgisini değil de ‘istismarını’ artırıyorsa; bu, onun sadece fedakârlığa layık olmadığını göstermez; aynı zamanda, onun ne kadar ‘ahmak’ olduğunun da göstergesidir. Fedakârlığı, iyiliği, merhameti, sevgiyi istismar eden kişi, aslında ‘ahmağın’ ta kendisidir. Vefa, sadece ‘asil ruhlu’ insanlarda bulunan bir özelliktir. Vefası olmayan, duygularını istismar eden ahmak adamdan uzak dur. Kendisine yapılan bir iyilik karşısında, teşekkür etmeyen ve hep kendi menfaati peşinde koşan insan her zaman tehlikelidir. Ve seni de kendisiyle beraber pisliğin içerisinde çeker her yerde seni de rezil eder…
Dost seçmesini bilmeyenin, “keşkesi, ah vahı” bol olur. Kimi arkadaş vardır; kişiyi ölümün eşiğinden kurtarır; kimisi de ölümün eşiğine bırakır. Ulu bilge Tebrizli Şems ne güzel söylemiş; “Biri gelir seni sen eder, biri gelir seni senden eder. Unutma; güvenine layık olmayan, sevgine de layık değildir. Güven, sevgiden önce gelir. Kimi seveceğini, kime güveneceğini bilmemek de ahmaklıktır…
Çünkü insanların, bir gerçek değerleri, bir de “sözde, sahte değerleri” vardır. Sözde; herkes dürüsttür, adildir, anlayışlıdır, cömerttir, yardımseverdir, tutarlıdır, ahlaklıdır. İnsanın gerçek değerlerini; sözü değil, davranışı gösterir. Çaplı dostlarla birlikte olmak, insanı çoğaltır, artırır, geliştirir ve yeni ufuklar açar...
Yerelde seçimlerin başladığı şu günlerde siyasi partilerin kapıları dolup dolup boşalıyor. Bir de ceplerini doldurmak isteyen ve her dönemin adamları, kapı kulları var. Herkes kendine bir yer arıyor. Vaatler havalarda uçuşuyor. Seçmende 300 – 500 oy vadi var. Seçilecek aday yeter ki iş versin kendisine çocuklarına, kızına damadına. Varsan bir yerlerde ve makamdaysan herkes yanında olur. Yoksa yerin, makamın, kimseler dost dediğin bile yanında olmaz…
İşte başlıkta bunun için yazdım; “SEÇİM ZAMANI, DOST SEÇME DÖNEMİ Mİ?”
Nasıl birisi olmak istiyorsan, o özellikte kendine dost bulacaksın!
Ünlü Ozanımız Âşık Veysel’in dediği gibi;
Dost Dost Diye Nicesine Sarıldım.
Benim Sadık Yârim Kara Topraktır.
Beyhude Dolandım Boşa Yoruldum.
“Dost, dost diye gezmeyin” siz gerçek dostlarınızı bulun. Birlikte yola çıkıp sizi yolda satmayan dostlarınızı bulun!