“Korku başa beladır” diye Türk atasözü vardır. NATO’ya girmek isteyen iki ülke neden korunma ihtiyacı duydu da NATO’ya başvuruyor… Finlandiya’ya bir bakalım; Finlandiya Çarlık zamanı Rus sömürgesiydi. Lenin, Finlandiya’nın bağımsızlığını tanıdı. Bağımsızlık günlerinde Lenin'i de anarlar... Rus komünistleri değil, çarcılar haklı çıkıyorlar. Neden? 2. Dünya Savaş öncesi bunlar “Olmaya da Stalin vaz geçer, bizi yine işgal eder” iddiasıyla bir güvenlik mugalâtası çıkarıp korkudan, Hitler'e yanaştılar. Ruslar da Polonya’yı işgal ederken, bunların da üstüne saldırdı. Saldırıyı püskürttüler. Hitler ile bir olup, dönüp gelip Leningrad'ı kuşattılar. Şimdiki Petersburg. Rusya’nın en modern kenti, ikinci başşehri. Kuzey’den Finliler, güneyden Almanlar saldırıp kuşattılar… Kuşatma 872 gün sürdü. Isınma, elektrik, beslenme, tüm hizmetler durdu. Çoluk çocuk, ihtiyar, her gün 7 bin dolayında inan, sokaklarda açlıktan öldü. Günde 125 gr. Talaştan yapılmış ekmekten başka gıda bulunamayan Petersburg’da sadece 500 bin sivil öldü… Öte yandan bir de Kaliningrad var… Denizin karşısındadır, Finlandiya ile Polonya arasında ama Rusya'nın şehridir. Kaliningrad ne olacak  Onu da NATO mu fethedecek? Yoksa Ruslar Leningrad örneğini göstererek kendi şehirlerine bir karayolu açacak kadar Fin toprağına el mi koyacaklar... İsveç ya da Finlandiya babamızın oğlu mu? Rusya'nın milli güvenliği ne olacak? Bir de buradan bakalım ne görünüyor? Şimdi, kim, kimin güvenliğini tehdit ediyor buradan bakınca? Odesa'yı Kırım'ı alıp Karadeniz’e çıkışını önleyeceksin? Yukarıdan, Baltık denizine çıkışını önleyip, senden askeri olarak çok daha güçlü olan bir devleti, Vladivostok'tan başka bir yerden denize çıkamaz hale getirecek, tarih boyunca Almanya ile komşu bir devleti, bir Pasifik devleti haline getirmeye kalkacaksın ve o da sineye çekecek? Oynanan reel politik oyun mudur? Nükleer savaş çıkar mı? Ruslar Hitler zamanı gibi 20-30 milyon Rus ölecekse, 100 milyon Avrupalı'nın daha evvel ölmesinden hiç hicap duymayacaklardır… Hele bugünün koşullarında, Rusya'nın onların attığı füzeleri önceden öngörüp önleme gücü var; ama onların Ruslar'ın atacağı süpersonik füzeyi önceden algılayıp, önleyecek zamanları yokken... “Kadın eli değsin” denilen Finlandiya'nın güzel başbakanı, İsveç'in “mevzun” başbakanı ve Almanya'nın “hanım” dışişleri bakanı bir oldular. Hillary Clinton teorileri ile dünya savaşı çıkarmaya uğraşıyorlar. Hani dünyayı kadınlar kurtaracaktı? Demek ki sadece “kadın” olmak siyasi bir nitelik değildir... Sadece “erkek” olmanın olmadığı gibi...       Yani mesele cinsiyet değil, iyi yönetici olmak, ülkesini her türlü felaketten kurtarmaktır. Sen yıllarca teröre destek vereceksin, ülkenin sınırlarını açıp, başka ülkelerde insanların öldürülmelerinde kullanılacak silah yardımı yapacaksın. Şimdi kendin ülkeni Rusya saldırısından kurtarmak için NATO şemsiyesi altına girmeye çalışacaksın. Şimdi seni NATO alınmasına tabi ki karşı çıkarlar…    Türkiye, PKK ve YPG’den çok çekti. Binlerce insanını şehit verdi. Şimdi haklı olarak hesap sorma zamanı Türkiye’ye geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO girişi için veto kartını göstermeye başladı… ABD Başkanı Biden, Suriye de YPG verdiği desteği kesmeli. PKK gibi YPG’yi de terör örgütü olarak tanımalıdır… AB bu işe karışmamalıdır. Türkiye’ye yaptırım yapmaya kalkarsa Türkiye sınırlar ı açtığında milyonlarca mülteci Avrupa topraklarına ulaşacağını unutmamalıdır. Aksi takdirde Avrupa ülkeleri bu işten en çok zarar gören ülkeler olacaktır…