PİRİNCİN TAŞLARI
Çevremize baktığımızda, ABD, AB, NATO ile Rusya, Yunanistan, Suriye, Irak, İran gibi çevremizdeki ülkelerle ilişkilerimiz eskisinden hayli farklı, bazısıyla iyi, bazısıyla ciddi sorunlar yaşıyoruz. Yalnız dışarıda mı sorun yaşıyoruz. İçte sorunlarımız var. Muhalefet partileriyle İktidar partisi arasında büyük sorunlar var. Milli davalarda bile İktidar partisinin yanında durmayı bilmiyoruz…
Türkiye, tarihinin en karmaşık ikili ve çoklu ilişkileri arasında bunalıyor. Siyasi iktidar, içeride göğüslemek zorunda olduğu sorunların çok daha büyüğünü, dışarıyla ilişkilerinde yaşıyor…
Trump, kurmaylarında ki şahin isimlerin itmesiyle, İran’ı hedefe koydu, birkaç filosunu birden Körfez’e gönderdi. Çekeceğim dediği bölgedeki askerlerinin varlığını daha da artırıyor. Ortadoğu da olan her gelişme en az hedefe konulan veya saldırmaya hazırlana cephede yer alan ülkeler kadar Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor…
Daha önce İngiltere, Fransa ve Rusya maskesini kullanan Emperyalizm, Osmanlıyı yıkmak ve parçalamak için Rumları, Kürtleri ve Ermenileri kışkırtarak, birçok isyanın çıkmasını sağlamıştır. Osmanlının yıkılmasından sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde emperyalizme ve onların işbirlikçilerine karşı koyarak bağımsızlığı elde eden Türkiye Cumhuriyeti, bugün birçok mazlum ülkeye örnek olmuştur. Bu başarıyı hazmedemeyen uluslar arası emperyalizm, bu kez AB-D maskesi ile Türkiye Cumhuriyetini bölmek ve parçalamak için farklı yöntemle, aynı piyonları kullanmaktadır…
Şimdi de BOP projesi gereğince Tunus, Mısır, Yemen, Libya ve Suriye örneğinde olduğu gibi demokrasi gelecek vaadi ile uzaktan kumandalı iç isyanlar çıkartarak, o ülkelerin insanlarını kullanmakta ve gerektiğinde NATO silahları ile ülkeleri bombalamaktadır. Umarım, bizim değerli ordumuzu da NATO üyesi olduğumuz için Suriye'deki kirli amaçları doğrultusunda kullanmazlar!
Türkiye’ye karşı kurdukları terör örgütleri, yaptıklarıyla kimsenin menfaatine değil, beslendikleri ülkeler tarafından insanların canlarına kıyanlar ve estirdikleri terör fırtınalarıyla neler yaptıklarını gördük. PKK, Suriye kolu YPG ve PYD, bitirildi dedikleri DEAŞ yeniden hortladı. DEAŞ kimler kurdu yok ettik dedikleri yer altı hücrelerinde beslediler ve ihtiyaç duyduklarında hortlattılar…
Terörizme karşı en önemli aşı, ulusal birlik ve bütünlüğün pekiştirilmesidir. Bu birlik ise terörizme karşı toplumsal anlaşma ve sorunlara ulusal güvenliğimiz ve ulusal birlikteliğimizin sağlanması önkoşulu ile bakmamızı gerektirir…
Türk ve Kürt kelimelerine baktığımızda aynı harflerden oluştuğunu iyi görmeliyiz. Yani yüzyıllardır aynı ülkede yaşayan, aynı havayı soluyan ve aynı suyu paylaşan, akraba ve kardeş olan yurttaşların oluşturduğu bir ulus olduğumuzu unutmamalıyız...
Türkiye’nin büyümesini istemeyen ve devamlı dış ülkelere avuç açan, el ovuşturan ülke olmasını isteyen dış güçler tarafından üretilen ve beslenen terör örgütleri ile Türkiye Devleti top yekûn Güvenlik güçleri ile mücadele etmeye başladı. Türkün, Türk’den başka dostunun olmadığı tarih boyunca hep karşımıza çıkmıştır. Ülkemize, Bayrağımıza ve Ezanımıza Millet olarak sahip çıkmalıyız…