PİRİNCİN TAŞLARI
Yanılmıyorsam 5 yıl sonra Türkiye ve Yunanistan arasında gerçekleşen ‘İstikşafi’ görüşmeleri geçtiğimiz hafta tamamlandı.
İstikşafi kelimesi “keşf” kelimesinden türetilmiş Arapça kökenli bir kelimedir. Diplomasideki meali ise var olan sorunların tespiti ve detaylarının ortaya çıkarılmasıdır...
Türkiye ve Yunanistan arasında 61. turu tamamlanan görüşmelerde mevcut durumun tespiti yapılırken, atılması öngörülen adımlar da konuşuldu. Görüşmelerde iki ülke arasındaki sorunlar detayları konuşulurken, uluslararası diplomatik çevrelerin yorumlarına göre Türkiye ve Yunanistan arasındaki sorunların çözümlenmesinde adımların atılması mümkün...
Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, açıklamasında Ege sorunu da dâhil olmak üzere tüm sorunların çözümünün mümkün olduğunu, bölgesel barış ve istikrar bu süreçte özellikle Ege ve Akdeniz havzasını kapsıyor...
Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye yönelik yaptırımları beklemeye alması ve bununla birlikte son yaşanan diplomatik süreçle ilgili Almanya Dış İşleri Bakanı Heiko Maas’ın gelişmeleri pozitif olarak yorumlaması bölgede gerilimin azalacağına işaret ediyor...
Maas’ın açıklamalarının yanı sıra son dönemin en aktif Türkiye Milli Savunma Bakanı olarak yorumlayacağımız Hulusi Akar’ın Berlin’de Alman mevkidaşı Kramp Karrenbauer ile görüşmesi de Doğu Akdeniz’de önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak gelişmelerin habercisi görülüyor...
Diplomasi trafiğinin arttığı bu günlerde Feridun Sinirlioğlu’nun Türkiye Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı görevine atanması ve yeniden BM nezdinde daimi temsilci olarak görevine devam etmesi de bölgesel ilişkilerin ve Türkiye’nin uluslararası alanda temsili ve dış politika ataklarında önemli bir durum olarak değerlendiriliyor!
Doğu Akdeniz’deki paylaşım sorunu salt Türkiye - Yunanistan ilişkileri ve Kıbrıs sorunuyla sınırlı değil. Sorunun İsrail, Libya, Suriye, Mısır ve Lübnan ayakları da var. Bu noktada ABD’deki Biden yönetiminin ve NATO’nun tavrı bölgede gerilimden uzak NATO’nun etkinliğinin artmasını öngören bir düzlemde… Başka bir deyişle Türkiye - Mısır ve Türkiye - İsrail ilişkilerinde de yeni bir dönem başlayabilir...
Ancak süreçte son dönemde bölgede etkinliğini artıran BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi Rusya’nın refleksleri de unutulmaz! Bu süreç elbette Kıbrıs görüşmelerinin şekillenmesinde de önemli bir rol oynayacak... Her ne kadar KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar iki devletlilik üzerine konuşmaya devam etse de söylediklerine dair ortada somut bir veri yoktur...
Türkiye ve Yunanistan arasındaki İstikşafi görüşmelerin neticesinde en azından gerginliği azaltıcı küçük bir limana varılması mümkün gözüküyor. Bu hem Türkiye hem de Yunanistan açısından zorlayıcı şartlar nedeniyle mümkün. Yunanistan Başbakanı, açıklamasında Türk Askeri Adadan temelli çekilsin sözüne karşılık, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, basın açıklamasında Türk Askeri Adadan kesinlikle çekilmeyecek ve temelli orada kalıcıdır” diye açıklama yaptı...
Türkiye, AB yaptırımlarıyla karşılaşmak istemiyor. Bununla birlikte AB ile ilişkilerin tamiri konusunda bir hamle hazırlığı içinde. Türkiye’nin kendi iç bünyesindeki farklı dış politika yönelimlerine sahip seçkinlerinin tavrı önemlidir. Bu süreci nasıl etkiler?
Yunanistan ise çöken ekonomik yapısı ve artan askeri harcamalara ek olarak Doğu Akdeniz ve Ege’de gerilimi kaldıracak durumunda gözükmüyor. Jeopolitik sıkışmışlığı ayrı bir konu...
Sonuç olarak İstikşafi görüşmelerinin ve artan diplomatik temasların önümüzdeki günlerde bazı gelişmeleri neler getirecek?