İslam dininde 1400 yıl kadar öncesinden inan bir kitap vardır. Bu kitap içerisinde insanlara nasıl hareket etmeleri gerektiğini, karar verirken neye göre karar vermeleri gerektiğini, bütün kainattaki kompleks yapının kusursuz işleyişini hatta sadece akla ilk gelen şeyler olmadığı gibi insan karakterleri hakkında bilmediklerini de insanlara yani bize öğreten bilgilerin yer aldığı Allah’ın kelamı olan bir kitaptır.          Kuran’da Allah, insanlardan iyiliği ve hakkı yaşamalarını ister. Ancak İslam dininin yaşandığı ülkelerde Kuran bilgisine sahip insan sayısı oldukça azdır. Çünkü din ve Kuran dışında kendilerince daha üstün bazı değerleri olan ve bunlardan doğruyu (Kuran’ı) gördüğü halde kendi değerlerinden vazgeçemeyen bir topluluk vardır. Kuran’da her kesimden ve karakterden insan anlatıldığı gibi bu bahsettiğim ahlakta olan insanlar da bir ayette: ’’Şimdi sen, kendi hevasını ilah edinen ve Allah’ın bir ilim üzere kendisini saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği ve gözü üstüne bir perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık Allah’tan sonra ona kim hidayet verecektir? Siz yine de öğüt alıp-düşünmüyor musunuz?’’ (Casiye/23) şeklinde kendi nefsini ve hevasını ilah edinen insanların düştüğü durum anlatılmıştır.          Kuran’ın isminde ‘’Kerim’’ kelimesinin olması yani yüce ve büyük olduğu, diğer kitaplardan kolaylıkla ayırt edilebileceği çok açıktır. Allah, insanlara yalın ve açık bir dil ile haram ve helalleri bahsetmiştir. Akıllarda herhangi bir soru işareti bırakacak şekilde anlatımı -haşa- olmaz. Haram ve helalleri anlatmanın yanı sıra, örneğin günümüzde ortaya yeni çıkan bir suç çeşidi olan siber suçlar Kuran’da anlatılmaz. Bütün gücün sahibi olan Allah, her şeyi kaderde yarattığı için Kuran’da bu suça karşılık gelecek cezanın insanların akıl ve vicdan süzgecinden geçtikten sonra oluşturduğu yasalar ile günümüzde anayasa haline getirmesiyle adaleti sağlamasını emreder. ’’Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutu tanımayıp Allah’a inanırsa, o, sapasağlam bir kulba yapışmıştır; bunun kopması yoktur. Allah, işitendir, bilendir.’’ (Bakara/256) ayetiyle Müslümanların akıl ve vicdan ile apaçık olan Kerim Kuran’daki hükümleri eksiksiz olarak yerine getirmeleri Allah’ın bir emridir.