8 Asırlık aşkın hikayesi bugün yaşandı

KÜLTÜR 28.08.2016 - 14:32, Güncelleme: 21.04.2021 - 10:50
 

8 Asırlık aşkın hikayesi bugün yaşandı

denizli haber / denizli 20 haber / 8 Asırlık aşkın hikayesi bugün yaşandı

Denizli Çal İlçesi’nde 8 asır önce yaşanan aşkın hikayesine saygı nezdinde düzenlenen Geleneksel koyunları sudan geçirme yarışması bu yılda renkli sahnelere şahit oldu. Suya giren çobanın arkasından giden koyun sürüsü, bu yıl çobanlara zor anlar yaşattı.     Denizli Çal İlçesi’nin Aşağıseyit Mahallesi’nde 8 asırdır devam eden Sudan Koyun Geçirme Yarışması her yıl olduğu gibi bu yıl da renkli görüntülere sahne oldu. Çameli Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu festival niteliğindeki yarışma Büyük Menderes’te yapıldı. Yarışmaya, Ak Parti Denizli Milletvekili Cahit Özkan, MHP Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, Çal Kaymakamı Selami Korkutata, Çal Belediye Başkanı Fethi Akçan ve vatandaşlar katıldı.   Yüzlerce vatandaşın katıldığı Sudan Koyun Geçirme Yarışması’na 43 çoban yarışmacı olarak katıldı. Toprak yoldan koyunlarıyla birlikte gelen çoban önce kendisi suya atlayarak çıkardığı sesle koyunlarının arkasından gelmesini bekledi. Bazı çobanlar başarılı olurken, bazıları da tüm çabaya rağmen koyunlarını sudan geçiremedi. Yarışma 3 etapta yapıldı.   840 YILLIK AŞKIN ÖYKÜSÜ/ KARAKOYUN EFSANESİ 1176 Miryakefalon Savaşı’ndan sonra Türkler’in yerleştiği Çal İlçesi’nde 8 asırdır ‘Sudan Koyun Geçirme Yarışması’ düzenleniyor. Rivayete göre bir çobanın ağa kızına aşkının ardından yöredeki çobanlar tarafından başlatılan gelenek, hem koyunların yıkanıp yünlerinin temizlenmesini, hem de çobanın aşkını anmak amacını taşıyor.   Denizli ilinin Çal ilçesine bağlı Aşağıseyit Köyü'nde her yıl düzenlenen "Sudan Koyun Geçirme Yarışması", yöre halkı tarafından yaşandığına inanılan bir efsane aşka saygı için düzenlenir. Efsane ise dilden dile şöyle anlatıla gelmiştir. Yörük çobanlarından biri ile oymak beyinin kızı arasında içten içe yanık bir sevgi vardır. Çoban bu sevgisini açıkça söyleyemez. Kendisini oymak beyinin kızına uygun görmeyen çoban, sevdiğinin kendisine verilmeyeceğini de bilir. Bu yüzden çoban, içinde yaşadığı sevgisini kavalıyla sürüsüne anlatır. Zaman geçtikçe kız da çobana karşı sevdalanır. Kavalın büyüleyici sesinden etkilenerek, dilini iyice çözer ve kavalın sesiyle anlaşmaya başlarlar. Günlerden bir gün sürü dağda hırsızların hücumuna uğrar. Hırsızlar çobanın elini kolunu bağlar, sürüyü alıp gitmek isterler. Fakat sürü bir türlü yerinden kalkmaz. Çoban, "Ben kaval çalmazsam sürüm bir yere gitmez, çözün kollarımı ben sürüyü kaldırayım" der. Çobanı çözerler. Kavalını eline alan çoban başlar yanık yanık üflemeye. Sürü hemen kalkar ve yavaş yavaş yürümeye başlar. Bu arada Bey'in kızı kaval sesindeki farkı anlar ve tehlikeyi anlayarak hemen köylüye haber verir. Köylüler hep birden sürünün bulunduğu yere giderek, çobanı ve sürüyü kurtarırlar. Sürünün kurtarılmasıyla Bey çobanı daha çok sever. Çoban, bu olaydan cesaret alarak kızına olan sevdasını Bey'e açıklar. Bey bu durum karşısında şaşırır, ilk anda ne söyleyeceğini bilemez. Ertesi gün, Bey, kızını çobana vermemek için, olmayacak bir şart koşar; “Sürüye 3 gün boyunca, hiç su vermeden tuz yalat. Sonra sürüyü Menderes kenarına götür. Eğer su içirmeden suyun kenarında bekletirsen ben de sana kızımı vereceğim" der.   Çoban çaresiz kabul eder, sürüsünden emindir. Yalnız bir kara koyun var pek heyecanlı, toy, bir tek ondan korkuyordur. Sürüye hiç su vermeden üç gün tuz yalatırlar. Çoban sürüyü alır dağdan aşağı dereye doğru sürer. Sürü büyük bir iştahla suya doğru koşarken, çoban birden kavalını çıkarır ve çalmaya başlar. Bunun üzerine sürü olduğu yerde durur. Ancak çobanın korktuğu başına gelir. Kara koyun suya doğru koşmaya devam eder. Bu sırada çoban çaldığı havayı daha da yanıklaştırır. Bu, onun kara koyuna yalvarması, ondan isteğine uymasını istemesidir. Hava hızlanıp yanıklaştıkça kara koyun yavaşlamaya başlar. Durur, bir çobana bakar, bir suya bakar. Kavalın sesi ona susuzluğunu unutturur. Geriye sürünün yanına döner. Bu olay karşısında, oba halkı da heyecanlanır. Bey de duygulandırmıştır. "Sözünde durdun, bende sözümde duruyorum ve kızımı sana verdim” der. Bu olaylar sırasında kara koyunun emlik kuzusu ölür. Sebebi de susuzluk ve bolca verilen tuzdur. Çoban bu ölüme pek üzülür. İşte bu türküde ve ezgisinde işlenmiştir. Türkü bir yörük çobanının tabiatla nasıl bağ kurduğunun hikayesidir. Ancak yöre çobanları, hem mesleklerine gösterdikleri saygı ve özen, hem de Çoban ile Bey kızının aşklarını ölümsüzleştirmek için yaklaşık 800 yıldır yapılan bir yarışma ile sürülerini boyayıp süsleyerek, Menderes nehrinden karşı kıyıya geçirmektedirler. En hızlı geçen sürü ödüllendirilir. Efsanenin yanı sıra, hayvanların yıkanmasını da amaçlayan gelenek günümüzde Turizm Bakanlığı bünyesinde, "Aşağıseyit Sudan Koyun Geçirme Festivali"olarak sürdürülmektedir. Her yıl Ağustos sonu veya Eylül başında yapılan şenlikler ve konserlerle zenginleştirilerek, gelenek devam ettirilmektedir. Sürüler, Türkiye’ nin her yerinden gelen seyircilerin önünden geçer. Çoban önde,“elkoyun” ve sürü arkasında Menderes’e koşarak gelirler. Çoban suya atlar. Arkasından elkoyun ne kadar kısa sürede atlarsa başarılı kabul edilir ve çoban ödüllendirilir  
denizli haber / denizli 20 haber / 8 Asırlık aşkın hikayesi bugün yaşandı

Denizli Çal İlçesi’nde 8 asır önce yaşanan aşkın hikayesine saygı nezdinde düzenlenen Geleneksel koyunları sudan geçirme yarışması bu yılda renkli sahnelere şahit oldu. Suya giren çobanın arkasından giden koyun sürüsü, bu yıl çobanlara zor anlar yaşattı.

 

 

Denizli Çal İlçesi’nin Aşağıseyit Mahallesi’nde 8 asırdır devam eden Sudan Koyun Geçirme Yarışması her yıl olduğu gibi bu yıl da renkli görüntülere sahne oldu. Çameli Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu festival niteliğindeki yarışma Büyük Menderes’te yapıldı.

Yarışmaya, Ak Parti Denizli Milletvekili Cahit Özkan, MHP Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, Çal Kaymakamı Selami Korkutata, Çal Belediye Başkanı Fethi Akçan ve vatandaşlar katıldı.

 

Yüzlerce vatandaşın katıldığı Sudan Koyun Geçirme Yarışması’na 43 çoban yarışmacı olarak katıldı. Toprak yoldan koyunlarıyla birlikte gelen çoban önce kendisi suya atlayarak çıkardığı sesle koyunlarının arkasından gelmesini bekledi. Bazı çobanlar başarılı olurken, bazıları da tüm çabaya rağmen koyunlarını sudan geçiremedi. Yarışma 3 etapta yapıldı.

 

840 YILLIK AŞKIN ÖYKÜSÜ/ KARAKOYUN EFSANESİ


1176 Miryakefalon Savaşı’ndan sonra Türkler’in yerleştiği Çal İlçesi’nde 8 asırdır ‘Sudan Koyun Geçirme Yarışması’ düzenleniyor. Rivayete göre bir çobanın ağa kızına aşkının ardından yöredeki çobanlar tarafından başlatılan gelenek, hem koyunların yıkanıp yünlerinin temizlenmesini, hem de çobanın aşkını anmak amacını taşıyor.

 

Denizli ilinin Çal ilçesine bağlı Aşağıseyit Köyü'nde her yıl düzenlenen "Sudan Koyun Geçirme Yarışması", yöre halkı tarafından yaşandığına inanılan bir efsane aşka saygı için düzenlenir. Efsane ise dilden dile şöyle anlatıla gelmiştir. Yörük çobanlarından biri ile oymak beyinin kızı arasında içten içe yanık bir sevgi vardır. Çoban bu sevgisini açıkça söyleyemez. Kendisini oymak beyinin kızına uygun görmeyen çoban, sevdiğinin kendisine verilmeyeceğini de bilir. Bu yüzden çoban, içinde yaşadığı sevgisini kavalıyla sürüsüne anlatır. Zaman geçtikçe kız da çobana karşı sevdalanır. Kavalın büyüleyici sesinden etkilenerek, dilini iyice çözer ve kavalın sesiyle anlaşmaya başlarlar. Günlerden bir gün sürü dağda hırsızların hücumuna uğrar. Hırsızlar çobanın elini kolunu bağlar, sürüyü alıp gitmek isterler. Fakat sürü bir türlü yerinden kalkmaz. Çoban, "Ben kaval çalmazsam sürüm bir yere gitmez, çözün kollarımı ben sürüyü kaldırayım" der. Çobanı çözerler. Kavalını eline alan çoban başlar yanık yanık üflemeye. Sürü hemen kalkar ve yavaş yavaş yürümeye başlar. Bu arada Bey'in kızı kaval sesindeki farkı anlar ve tehlikeyi anlayarak hemen köylüye haber verir. Köylüler hep birden sürünün bulunduğu yere giderek, çobanı ve sürüyü kurtarırlar. Sürünün kurtarılmasıyla Bey çobanı daha çok sever. Çoban, bu olaydan cesaret alarak kızına olan sevdasını Bey'e açıklar. Bey bu durum karşısında şaşırır, ilk anda ne söyleyeceğini bilemez. Ertesi gün, Bey, kızını çobana vermemek için, olmayacak bir şart koşar; “Sürüye 3 gün boyunca, hiç su vermeden tuz yalat. Sonra sürüyü Menderes kenarına götür. Eğer su içirmeden suyun kenarında bekletirsen ben de sana kızımı vereceğim" der.

 

Çoban çaresiz kabul eder, sürüsünden emindir. Yalnız bir kara koyun var pek heyecanlı, toy, bir tek ondan korkuyordur. Sürüye hiç su vermeden üç gün tuz yalatırlar. Çoban sürüyü alır dağdan aşağı dereye doğru sürer. Sürü büyük bir iştahla suya doğru koşarken, çoban birden kavalını çıkarır ve çalmaya başlar. Bunun üzerine sürü olduğu yerde durur. Ancak çobanın korktuğu başına gelir. Kara koyun suya doğru koşmaya devam eder. Bu sırada çoban çaldığı havayı daha da yanıklaştırır. Bu, onun kara koyuna yalvarması, ondan isteğine uymasını istemesidir. Hava hızlanıp yanıklaştıkça kara koyun yavaşlamaya başlar. Durur, bir çobana bakar, bir suya bakar. Kavalın sesi ona susuzluğunu unutturur. Geriye sürünün yanına döner. Bu olay karşısında, oba halkı da heyecanlanır. Bey de duygulandırmıştır. "Sözünde durdun, bende sözümde duruyorum ve kızımı sana verdim” der. Bu olaylar sırasında kara koyunun emlik kuzusu ölür. Sebebi de susuzluk ve bolca verilen tuzdur. Çoban bu ölüme pek üzülür. İşte bu türküde ve ezgisinde işlenmiştir. Türkü bir yörük çobanının tabiatla nasıl bağ kurduğunun hikayesidir. Ancak yöre çobanları, hem mesleklerine gösterdikleri saygı ve özen, hem de Çoban ile Bey kızının aşklarını ölümsüzleştirmek için yaklaşık 800 yıldır yapılan bir yarışma ile sürülerini boyayıp süsleyerek, Menderes nehrinden karşı kıyıya geçirmektedirler. En hızlı geçen sürü ödüllendirilir. Efsanenin yanı sıra, hayvanların yıkanmasını da amaçlayan gelenek günümüzde Turizm Bakanlığı bünyesinde, "Aşağıseyit Sudan Koyun Geçirme Festivali"olarak sürdürülmektedir. Her yıl Ağustos sonu veya Eylül başında yapılan şenlikler ve konserlerle zenginleştirilerek, gelenek devam ettirilmektedir. Sürüler, Türkiye’ nin her yerinden gelen seyircilerin önünden geçer. Çoban önde,“elkoyun” ve sürü arkasında Menderes’e koşarak gelirler. Çoban suya atlar. Arkasından elkoyun ne kadar kısa sürede atlarsa başarılı kabul edilir ve çoban ödüllendirilir

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
islami sohbetler sohbet elektronik sigara omegle tv türk sohbet islami sohbet cinsel sohbet baskılı poşet baskılı poşet emlak seviye 5 mutfak lavabo tıkanıklığı açma özellikleri su böreği sipariş galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı dijital pazarlama ajansı